Haberler

  • Haberler: 8.09.2020
  • Sayı: 2957

ONURSAL ÜYEMİZ OZAN SAĞDIÇ'IN ADI TFSF 2020 - 2021 ETKİNLİK YILINA VERİLMİŞTİR.

TFSF Yönetim Kurulu olarak 2019 yılından başlamak üzere bir yıl süreli etkinlik yıllarına Türkiyede fotoğraf sanatına ve örgütlenmesine emeği geçen, halen yaşayan kişilerin isimlerini verme kararı almıştır. Böylelikle bu kişilerin fotoğraf kamuoyunda hatırlanması, tanıtılması ve onlara olan vefa borcunun yaşarken ödenmesi hedeflenmiştir. 2019-2020 Etkinlik Yılı Türkiyede fotoğraf örgütlenmesi ve eğitimine büyük katkıları bulunan Sayın Prof. Mehmet BAYHAN seçilmişti.

2020-2021 Etkinlik Yılı için ise TFSF Yönetim Kurulu kararı ile fotoğraf dalında Devlet Sanatçısı olan Ozan Sağdıç’ın adı verilmiştir. Bu etkinlik yılında Sayın Ozan SAĞDIÇ’ın ismi ve çalışmalarını içeren bilgiler TFSFnin düzenlediği fotoğraf sergileri, TFSF Kupası, TFSF Yılın Ödülleri ve onay verdiği fotoğraf yarışmaları gibi bir çok etkinlikte yer alacaktır.

OZAN SAĞDIÇ KİMDİR?

Ozan Sağdıç, 1934 yılında Balıkesirde, Burhaniyenin Pelitköy’ünde doğdu. Kuvayı Milliye önderlerinden ve şair olan Ruhi Naci Sağdıç’ın oğludur. Çocukluğunu Edremitte geçiren Sağdıç, ortaokul eğitimini İzmir Bucada, lise eğitimini İstanbul Kabataş Lisesinde aldı. Fotoğraf ile ilk olarak 1953 yılında lise son sınıfta tanıştı.

 

1955te, konusunda deneyim kazanmak amacıyla bir fotoğrafçı yanında çalışmayı tasarlarken bundan da fazlası olarak, “İstanbul Umum Fotoğrafçılar Derneği”ne kâtip olarak alındı. Bir yandan dernek başkanı Şevket Tanjunun stüdyosunda gözlemle deneyim kazanırken bir yandan da İstanbuldaki bütün fotoğrafçıları tanıma fırsatını yakalamış oldu.1956da zamanın önemli magazini Hayat Mecmuası daha yayına başlamadan Babıâli tecrübesi olmayan taze bir göz” aradıkları ve bunu onda buldukları gerekçesiyle foto muhabiri olarak kadroya aldılar. Ara Güler ile birlikte derginin ilk iki foto muhabirinden birisi olmuştu. Batıda iki Dünya savaşı arasında gelişen fotojurnalizm ve gerçekçilik akımlarının Türkiyedeki 1950-60 fotoğrafçı kuşağının belli başlı temsilcilerinden biri oldu. Aktüalite fotoğraflarında bile, kompozisyon düzgünlüğüne dikkati ve ince bir mizah anlayışı ile fotoğrafları belli bir karakter kazanmaya başlamıştı.

1959 sonlarında Hayat mecmuası Ankarada bir büro açma kararı alınca, kendi isteğiyle Ankaraya atandı. Uzunca bir süre dergiyi tek başına temsil etti. Bu arada dergisinin Türkiye Ansiklopedisi hazırlığına malzeme sağlamak amacıyla özellikle Doğu illeri başta olmak üzere yurt çapında fotoğraf taramasına girişimi, arşivinin genişlemesine yol açtı. O yıllarda Turizm Bakanlığı yayınlarına en geniş katkı sağlayan kişi oldu.

Çektiği sahne fotoğrafları beğeni kazandığı için Devlet Tiyatroları tarafından bütün oyunların fotoğraflarının çekimi işi kendisine emanet edildi. Giderek kuruluşun dergisinin hazırlanması ve özgün afişlerinin yapılması işlerini de yüklenir oldu. Zamanın modası fotoromanlar İtalyadan film halinde gelirdi, Türkçe sözleri burada eklenirdi. Devlet Tiyatrosu sanatçılarından yararlanarak ilk Türk yapımı fotoromanların yapımcısı oldu. Bilgi yayınevinin ilk yüz kitabının grafik anlamda kapaklarını hazırlayarak bu konuda da öncü oldu.

Hayat mecmuasından ayrıldıktan sonra da çeşitli yayın organlarında mesleğine devam etmiştir. En sıkı bağlantısı gençlik günlerinde ilk telif hakkını elinden aldığı ve daima teşviklerini esirgemediği Abdi İpekçinin takdiri ile Milliyet gazetesinin magazin eklerinde ve TVnin siyah beyazlı günlerinde çıkarılan Radyo-Televizyon eklerinde gösterdiği söylenebilir, o günlerde söz konusu ekleri mesai arkadaşı Mete Akyol ile hazırlıyorlardı. Bu arada kendisi yayın-endüstri, turizm fotoğrafları, takvim, poster çalışmaları yapan, baskı hizmetleri sunan bir işyeri açmıştı.

A.Ü. Siyasal Bilgiler fakültesi Gazetecilik Okulu açılış yıllarında ve Hacettepe Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf bölümünün ilk günlerinde bir süre fotoğraf sanatı üzerine dersler verdi. Türk Standartları Enstitüsü gibi bazı kurumlarda danışmanlık yaptı. Bir ara Kültür Bakanlığı’nda teşkil edilen Sanat danışma Kuruluna fotoğraf sanatını temsilen seçildi. Ankara Belediyesi için Bir Zamanlar Ankara” isimli, TRT için Uluslararası 23 Nisan şenlikleri için Dünyanın Bütün Çiçekleri adlı albüm-Kitapları hazırladı. Kapadokya bölgesine hep ilgi gösterdi. Bakanlık için Doğanın şiiri Kapadokya” isimli albüm-kitap, daha sonra valilik için 5 ayrı dilde kılavuz kitaplar yayınladı. Aydın Valiliği için Aydın kitabı, Bayburt Valiliği için Bin bir Çiçek Bayburt kitaplarını hazırladı. Turistler için yayınladığı kitaplar arasında Diyarbakır Kılavuzu, Hacıbektaş kılavuzu ve 4 dilde yayınlanmış olan Kuşadası kitapları sayılabilir. Hazırlıkları arasında  baskıya verilmemiş 20 kadar projesi bulunmakta. Müzikle senkron diaporama gösterileri de büyük ilgi ile karşılanmıştır. Bugüne kadar 50’yi aşkın sergileri olmuştur.

Ozan Sağdıç’ın sadece fotoğraf sanatı ile değil, şiir sanatıyla da ilgili pek çok çalışması da dikkat çekici olmuştur. 1980 yılında yayınlanmış ilk şiir kitabı “Çağla Çağı”dır. Özgün şiirleri yanında şiir çevirileri üzerinde emeği büyüktür. Ömer’ın Hayyam 700, Mevlananın 2200 rubaisini, Sadinin Bostanı’nın tümünü, Hafız’ın ve Molla Caminin gazellerini de manzum olarak Türkçeye çevirdi, Beydebanın hayvan öykülerini fabl tarzında yazdı, Nasrettin  Hoca ve Bektaşi fıkralarını ayni biçimde manzum olarak anlattı. Ayrıca Batı dillerinden de çevirileri var.

AFSADa onursal üye seçildi. FSK kurucu üyeleri arasında yer aldı. Halen ona yakın derneğin onur üyesidir. Devlet Sanatçılığı ünvanının verilmesi fotoğraf dalına da genişletildiğinde akla gelen ilk isim onunki olmuştu. Aydın Doğan Ödülü her yıl farklı bir meslek dalına veriliyor. Başlangıçta fotoğrafı ayrı bir dal düşünmemişler, Görsel Sanatlar ödülü adıyla Ara Gülere bir ödül vermişlerdi. 18 yıl sonra fotoğrafa sıra gelince ödüllendirilen Ozan sağdıç olmuştu.

Sanatçı, CSOndan emekli viyola sanatçısı Olcay Sağdıç ile evlidir. TOB Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı bölümünde öğretim görevlisi olan Oğuz Sağdıç’ın babasıdır.